22 Ağustos 2014 Cuma

TÜRKİYE'DEKİ SURİYELİLER

Selam Dostlar,

Bugün size ülkemizdeki zorunlu misafirlerden bahsedeceğim. Bildiğiniz gibi artık Mersin'de yaşıyorum ve Mersin'de de Suriyeli misafirlerimiz oldukça fazla. Ben Arapçacı olduğum için kendileriyle konuşma fırsatını çokça buluyorum. Ayrıca burada Suriyelilerin açtığı bir yardımlaşma derneğinde Araplara Türkçe öğretiyorum.

Onları tanıdıkça Türkiye'nin onlar için ne anlama geldiğini daha iyi anlayabildim. Öğrencilerim arasında Avukat, Öğretmen, Doktor, İş Adamı gibi mesleklerden olanlar var. E tabi buraya gelmek zorunda kalınca malesef kendi mesleklerini burada icra edemiyorlar. Ne iş bulurlarsa orada çalışıyorlar. Onlar aslında çalışmaktan şikayetçi değiller. Ama itilip kakılmaları buradaki zorunlu misafirliklerini daha da zor hale getiriyor. Mersin'de çoğu insan onlarla konuşmuyor, arkadaşlık etmiyorlar. Komşuluk ilişkileri de yok malesef. Yabancı bir ülkede, daha da yabancılaştırılarak yalnız bırakılıyorlar.

İşte tam da bu aşamada soruyorum, ne oldu bizim misafirperverliğimize? Düşünün bir kere; Allah göstermesin, bizim ülkemizde de bir iç karışıklık oldu ve ya bir savaşa girdik ve mecburen Yunanistan'a sığınmak zorunda kaldık. Elin memleketi, bizi aşağılıyorlar, ev vermiyorlar, iş vermiyorlar. Ne yaparız o zaman? Lütfen kendinizi onların yerine koyun. Evlerini, işlerini, hayatlarını, bir kısmı da ailelerini orada bırakıp buraya sığınmışlar. Yakışır mı bize düşene bir daha vurmak?

Gaziantep'teki ev sahibini öldüren Suriyeli adamı duymuşsunuzdur. Ev sahibi kirasını almaya gitmiş adam da onu öldürmüş diye yansıdı basına. Antepli bir arkadaşımın anlattığı ise farklı, ev sahibi Suriyeli adamın karısına asılmış, adam da bunu hazmedememiş. Doğru yapmış demiyorum tabii ki. Keşke böyle bir olay hiç yaşanmasaydı. Fakat şu anda Suriyelilere uygulanan manevi bir linç girişimi var. Onların da içlerinde kötü insanlar vardır, tıpkı Türkler gibi. Hangimiz diyebiliriz, Türkler yüzde yüz ak sütten çıkma ak kaşık diye. Yok mu bizim içimizde de yüz karaları. Lütfen onların da hepsini aynı kefeye koyup, bize yakışmayacak muamelelerde bulunmayalım.

Dilerim bu yazımda biraz farkındalık oluşturmuşumdur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder